11 Ekim 2015 Pazar

Kürşat Başar- Sen Olsaydın Yapmazdın, Biliyorum


İçinde yalnızca sözcüklerin olduğu bir defter yüzünden hala herkesten korkuyorum, hep birileri yatağımın altına bakacak, gizli sözcüklerimi bulacak ve beni yaralayacak sanıyorum.






Öylesine yaşamımıza girmiş, anlaşılmaz rastlantılarla bizden bir parça olmuş, bir başka yerde değil de burada, bir başkası değil de ben olmamı sağlayan birkaç insan, birkaç anı, birkaç sözcük...






Ama ben kendimi her yerde yabancı hissediyordum, bu dünya yabancıları sevmiyordu.







Dalgalar kıyıya vurdukça unutmak istediğim ne varsa kumlara yağıyor sanki.








Zaman hiçbir şeyi silmiyor, ağır bir örtü gibi, ara ara kimi anları örtüyor yalnızca.







"Kişinin geçmişine ait hiçbir izi biriktirmemesi gerektiğini söyledi. Birkaç gün sonra telefon ettiler ve onun bir kez daha ölmeyi denediğini söylediler" 
"Bu kez başardığını."





Sana ne çok yazıyorum ama hiçbirini yollamıyorum, yazar yazmaz her şey eskiyor sanki, sözcükler uzaklığa ve zamana dayanıklı değil. Sen de hep bu yeniden kurgulanmış, ayıklanmış kartlarla yetinmek zorunda kalıyorsun.







Güzel kalan yaralar vardır. Sen de benim artık ancak izi belli olan, zaman zaman yanlış bir dokunuş ya da mevsimsiz bir yağmurla sızlayan ama hep güzel kalan yaramsın.








Gökyüzünü görebilmek için pencereden başını çıkartman gerekiyor.





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder