22 Temmuz 2015 Çarşamba

Trendeki Kız - Paula Hawkins


Hayat bir paragraf değildir ve ölüm de bir parantez.






Sanki insanlar yüzümden, kendimi tutma ve hareket etme şeklimden üstüme yazılmış hasarı okuyabiliyorlardı.







İnsanların kalplerinin sesini dinleyerek verdikleri zararı nasıl umursamazca görmezden gelebildiklerini hiçbir zaman anlamamıştım.








Boşluk: Bunu anlıyordum. Bunu düzeltmek için yapabileceğimiz hiçbir şeyin olmadığını düşünmeye başlıyordum. Terapi seanslarından anladığım buydu: Hayatımızdaki boşluklar kalıcıydı. Tıpkı beton kenarındaki ağaç kökleri gibi onlarla büyümeniz gerekiyordu; boşlukların içinden çıkıp şekillenmeliydiniz. Bütün bunları biliyordum ama şu anda yüksek sesle söylemeyecektim.








Bundan daha büyük bir keder olamazdı. Hiçbir şey, sonsuza kadar bilmeyecek olmak kadar acı veremezdi.








Hikayenin sonuna gelmeliydim. Birine, yalnızca bir kez anlatmalıydım. Kelimeleri dışımdan dile getirmeliydim. İçimden atamazsam, kendimi yiyip bitirecektim. İçimde bıraktıkları boşluk beni tüketene kadar büyüyüp duracaktı.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder