15 Ağustos 2016 Pazartesi

Zülfü Livaneli- Kardeşimin Hikayesi


Evet, insan her şeyi unutarak yaşayabilirdi ama her şeyi hatırlayarak yaşayamazdı.





Demek aşk ha? Ludmilla Belinskaya ve aşk? Ne kadar birbirinden ayrı kavramlar. Karayla deniz gibi, yeryüzü ve gökyüzü gibi. Sen sevebilir miydin?





"Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar" dedim. "Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!"






O zaman hayatı, aşkı, ölümü, felsefeyi, edebiyatı 140 karakterlik tweet'lerle ifade ede eden bir kuşakla konuştuğumu daha derinden kavradım. Aramızdaki uçurum kapanmayacak cinstendi.






Gerçek olan tek şey sonsuz bir akış.





İnsanın en kötü yalanı, kendine karşı olandır.






Şu anı hiç terk etme ne olur
Sonsuza uzanan şu günü, terk etme.






"İnsanlar delidir!" dedim. "Neyi niçin yaptıklarını bilmezler. Beyinlerinde bir diktatör vardır, onları hormonları yönetir ama bunun farkında olmazlar, kendi iradeleriyle davrandıklarını sanırlar."





Kimse kimseyi bilemez. Çünkü herkesin anlattıklarının bir kısmı kurgudur, kiminde daha az, kiminde daha çok.





İşte anahtar kelime bu; hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak.
Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan unutmadan hayatını sürdüremez.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder