18 Mart 2016 Cuma

Barış Bıçakçı- Seyrek Yağmur


Şimdi gerçekten de uyumak istiyorum. Yorulduğum ya da uzun bir mücadelenin sonunda güzel bir şeye kavuşmanın huzurunu hissettiğim için değil. Güzel günün, güzel şeylerin geçici olduğunu unutmak için uyumak istiyorum. Geçicilik duygusunun insanı hep hazır olda tutan despotluğundan kaçmak için uyumak istiyorum. Böylece güzelliğin daha da küçük geçici bir parçasına razı olarak uykuya dalıyorum. Uyandığımda gün bitmiş oluyor, hayat azalarak sonsuza gidiyor, azalarak sonsuza gidiyor, azalarak sonsuza, azalarak...







Hayal dünyası kırılgandır ve senin kırılganlığın beni çok yordu.






Yine kitaplara gömüleceksin, sayfalarında ikimize rastlama ihtimalinin peşinden giderek deli gibi kitap okuyacaksın ve bu sana iyi gelecek.







Evet büyüyemedik ama çocuk da kalamadık.






Kadınların ise sevilmek için bir tek şimdiki zamana ihtiyacı var. Onlar tam şimdi ve tam şimdiki halleriyle sevilmek istiyorlar. Bu kadar basit.






Hatıralar kötüdür, hayatın önünü tıkar. Ama bak hayaller iyidir.






Yaşamadan ölebilirim ama ölmeden yaşayamıyorum.






Böylece kelimeler de günler gibi... 





İnsanı için için kemiren düşünce de hayattır. Hayatın ta kendisidir.






Sevdiklerimize uçmayı öğretmemiz gerekiyor.







Belli ki iyimserlik de kötümserlik de birdenbire bir çağla gibi tomurcuklanıyor içimde.




Bir masaya oturduğumuzda tek başımıza ya da kalabalık, aydınlık ya da karanlık, bir masaya oturduğumuzda, yaşamaya da otururuz, bunu böyle bilin lütfen.


2 yorum: