11 Aralık 2015 Cuma

Anıl Cihan- Bu Dansı Bana Lütfeder misiniz Tanrım?


Ama kim cesaret edebilir bu kadarıyla var olmaya?





Gülümse, dudakların böyle daha güzel






dedim, tanrım
bu dansı bana lütfeder misiniz?





insan hep, bir kabuğun dünkü ağrısını taşırmış dünyada







tanrı bütün kuşlarımı affetsin






Göğün rütbesi yok, kuşlara inanmayın
Orda, toprağın altında duruyor kırılan şeylerin kalbi






Sevgilim sen herhangi bir şehri
dudakları çok kalabalık duruyor diye
uzanıp öptün mü hiç?






Üzgünüm, ben kendimi hep kusurdan saydım






Hayat, şimdi annemin bıraktığı yerden başla öpmeye







Anlat beni kim adımlayabilir gitmekten başka







Göğü gözünde büyütme diyor sevgilim
kuşunun da olası bir hacmi var kuşlar kadar







hatırlat ölürken hepimiz çok güleceğiz hayata






pimi çekilmiş
bir yeryüzü şarkısı söyledim içimde

bilirsin bazı ölümler yalnız yelesinden sevilir
patlamaya hazır: dörtnala

kendi eğimine kapanmış gün boyu gitmeler var nasılsa
hiç çalınmamış kapılar ve temmuzun orta yeri

işte düpedündüz ağustos bu dedim bırakıp gittim elimde ne varsa
tuzlu alınganlık. kalbim usanmadığım şeylerin
bükülmüş gök gürültüsü

üzülme, acının sinir uçlarından başladım bir ömrü örmeye
üzülme, ama hep o okyanus diliyle ağlıyordu birileri

yükte ağır pahada hafif bir hayat koşuyoruz çölü unut
buzu sayıkla, gülmelere zaten uzun-uzaksın

aşk olsun ovada ilk kesiği atan insana



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder