19 Nisan 2015 Pazar

Tesirsiz Parçalar- Ali Lidar


Eğer birini seviyorsan ve o seni sevmiyorsa, bundan çok güzel kaos çıkar. Bir sürü şiir, sağlam bir roman ve anlatacak bir sürü hikaye çıkar. Uykusuz geçen geceler, parklarda içilen şaraplar, yerli yersiz kıskançlık krizleri çıkar. Ama sevgine karşılık çıkar mı? O biraz zor işte...





Ah canım insanlar sorarım size: Sizinle biz, birbirimizi nasıl anlayabiliriz?






Adam kadından uzaktaydı. Mesafeyle ilgili teknik bir problem... Bir şekilde üstesinden gelinebilecek bir şey...
Kadın ise adama uzaktı. Coğrafi uzaklıkla ilgisi olmayan, metafizik bir problem... Kolay kolay üstesinden gelinemeyecek bir şey...






Yanılmıştık. Ve hiçbir yanılgı sonsuza kadar görmezden gelinemezdi.






Sevmek denilen şey, böyle bir şey değil. Süs bitkisi gibi ışığı suyu sağlayınca yeşertip büyütemezsin onu. Sana karışık gibi görünen şey aslında çok basit. Birini seviyorsan seversin, sevmiyorsan da sevmezsin. Bazen de ikisi birbirine karışır.







Ben de seni sevecek gibiyim ama daha değil, der gibi gülüyor. Bekle, diyor sanki bana. Ben de bekliyorum.






Bizim kuşağın tanımlayıcı özelliği bu olsa gerek: Çok güzel canımız sıkılıyor.






Arkamda bıraktığım otuz küsür sene şunu öğretti bana: Doğup büyüdüğü yere ait değil insan... Acı çektiği ya da çok mutlu olduğu yere de ait değil... İnsan olmak isteyip de olamadığı yere ait...







Önce göm beni, sonra anla....






Bazı geceler zaman, akmayı unutur. Canını ısırmak ister insan geçmeyen saatler boyunca... Belleği, yıllarca şımartıldıktan sonra terk edilen, artık sokak köpeği olmayı beceremeyen, ama gidecek bir evi de olmayan zavallı bir kaniş acınasılığıyla oradan oraya atlayıp durur.







Bir insan başka bir insanı bütün boyutlarıyla asla tanıyamaz. Karşımızdaki insana verdiğimiz değer mukabilinde istediğimiz taraflarımızı gösterir istemediklerimizi de saklarız.






Benim onu sevmemin nasıl bir mucize olduğunu bilmiyor.






Bazen bir yabancı olan, bazen canımın içi; kocaman kıvırcık bir gülümseme bazen, bazen de dünyanın en güzel ihtimali...






Çünkü aşktır bunun adı ve aşk başka her şeyi unutturacak kadar kuvvetli bir gerekçedir.






Hayatta ve insanlarda arayıp bulamadığım her şeyi kitaplarda buldum. Başka bir güzel abimin söylediği gibi: "İyi kitaplar dışında kimse elimden tutmadı..."






Her neyi ciddiye alıyorsanız bilin ki ondandır kahr-u belanız... O yüzden meşhur ve meşum sokak filozofu Recep Usta'nın dediği gibi yapınız, siktir ediniz!







Yağmura dair söylenebilecek her şeyi birileri söylemiş, yazılabilecek her şeyi birileri yazmıştır. Yine de az gelişmiş bir cümle kurmam gerekirse eğer, iyi yağıyor be mübarek...






Bağırmayın abi bana! Kimse bana bağırmasın... Sövecekseniz de, kızacaksanız da, nefret ediyorsanız da, her ne boksa işte, her ne söyleyecekseniz sesinizi yükseltmeden söyleyin. Anlarım ben merak etmeyin. Ha ben arada bağırıyor gibi olabilirim, merak etmeyin ve idare edin n'olur, çok uzun sürmez.





Sahi, ölmek isteyen bir kuş nasıl intihar eder?




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder