Bütün o devetüyü süsler filan aralandığında, bu dünyada doğmuş her kadın onu bir kitap gibi okuyabilen, güçlü bir erkek ister; onun aşığı olmakla kalmayıp dünyayı sırtlayabilen bir adam.
Bu hep öyle değildi, yemin ederim değildi. İnsanlar bir nedenle birbirlerine güvenirdi; nedenini unuttum. O zamanlar birbirlerini atmaca misali kollamazlardı.
Toprağın kökleri filan umursadığı yok; ben bir partideki yabancıyım.
Her şeyi hem olduğu gibi, hem de olması gerektiği gibi görmelisin.
Erkekler dürüstlüklerini şu güvercin yuvalarını benzeyen, ayrı ayrı gözlerde saklamaya eğilimlidir, Jean Louise. Bazı bakımlardan sapına kadar dürüstken, bazı bakımlardan da kendilerini kandırırlar.
Şunu da hep hatırla: Geriye bakıp, düne, on yıl önceye bakıp o günkü halimizi görmek her zaman daha kolaydır. Zor olan, şu anki bizi görmektir.
Çirkin bir sözcük olan önyargı ile tertemiz bir sözcük olan inancın ortak bir noktası var: Her ikisi de mantığın bittiği yerde başlar.