Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaş verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?
"Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."
"Buradan çıkmak, dışarıda ölmek istiyorum. Ljubljana Kalesi'ni ziyaret etmem gerek. Yüzyıllardır orada durup duruyor, ama ben bir kez olsun yakından bakmaya zahmet etmemiştim. Kışları kestane, yaları da çiçek satan kadıncağızla konuşmam gerek. O kadar sık karşılaşırdık sokakta, ama bir kez olsun halini hatrını sormak aklıma gelmemişti. Mantosuz sokağa çıkıp karda yürümek istiyorum, çok çok üşümenin nasıl bir duygu olduğunu öğreneyim, değil mi? Hayatım boyunca hep sıkı giyinmişim, soğuk alma korkusuyla.
Kısacası, Dr. İgor, yüzümde yağmuru hissedeyim, hoşuma giden herhangi bir erkeğe gülümseyeyim, bir kahve ısmarlamak herkesin önerisini kabul edeyim istiyorum. Sonra annemi öpmek, onu sevdiğimi söylemek, duygularımı açık etmekten utanmaksızın denizin dizinde ağlamak... DUYGULAR HEP VARDI, AMA GİZLENMEK ZORUNDAYDI.
"Hepimiz kendi dünyamızda yaşıyoruz. Ama yıldızlı bir gecede gökyüzüne bakarsan, oradaki binlerce dünyanın birleşerek takımyıldızlar, güneş sistemleri, gezegen toplulukları kurduklarını görürsün."
En iyisi sahneyi terk etmekti.
Yürü, gidiyoruz.
Deliler, delice şeyler yaparlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder