24 Ocak 2014 Cuma

İz




Kavga gürültü arasında öğrenivermişim meğer aşkı.





Paylaşmamız gereken bir suç vardıysa, ortaklardan biri yittiğine göre, hepsi bana ait artık.





O kopkoyu acı, keder, kahroluş, pılını pırtını toplayıp, geldiği çabuklukta çekip gitmiyor aslında. Olduğu yerde duruyor! Şekil değiştiriyor yalnızca, daha katlanılır bir çehreyle çıkıyor karşımıza.





Mutluluğun değerini bilenler, mutsuzluğu tatmış olanlardır.





Vazgeçiyorum hemen. Bu değilse, bir başkası olacak. Beni kendine bağlı tutabilmek için metal bir halkadan medet uman kocama, metalden daha sıcak ve yumuşak duygusal yaklaşımlara gereksinim duyduğumu anlatamayacak olduktan sonra...





Ne çabuk geçiyor zaman... Geçtiği yerleri tarumar ederek, yolunun üzerine çıkan canlı cansız her şeyi acımasızca kıra döke, hiç duraksamadan ilerliyor.



19 Ocak 2014 Pazar

Sinestezya



Bir filin ölme zamanı gelmişse ne yapar? Tek başına ormanın derinliklerine yürür. Bazen ben de öyle yaptığımı hissediyorum.






Burada zaman aynı şekilde işlemiyor; takvimler karmakarışık, aylar ve günler iskambil destesindeki kağıtlar gibi birbirine girmiş. Zemin de farklı; yer sallanıp duruyor, işaret levhaları sürekli değişiyor.






İçinde bir yerlerde kırılmış, tamamen tuz buz olmuş, ezilmiş bir şeyler var.






Sonuçta çözüm bir yerlerde ve senin onu bulmanı bekliyor, değil mi? Tıpkı bir bilgisayar gibi, onun hafızası da oralarda bir yerde ve hiçbir zaman kaybolmuyor; verileri geri kazanmak için sadece iyi bir bilgisayarcıya ihtiyacın oluyor.






Anla işte, kimse o mutluluğu benden çalamaz.






Her şey mükemmel olsaydı, hiçbir şeyin değerini bilemezdik.






Tanrı iyi ki anneleri yaratmış.




13 Ocak 2014 Pazartesi

Böyle Buyurdu Zerdüşt



İnsan altedilmesi gereken bir şeydir.





Fakat koltuk değneğiniz değilim ben.





İnsan da ağaca benzer. Ne denli yükseğe ve ışığa çıkmak isterse, o denli yaman kök salar yere.





Sen taş değilsin, ama sayısız damlalar seni şimdiden oymuşlar. Sayısız damlalardan yarılıp parçalanacaksın daha.






Toprak olmak isterim yine, beni doğuranda dinleneyim diye.







İnsanlar arasında yaşamak güçtür, susmak çok güçtür de ondan.
**
Fakat acı çeken dostun varsa, acısına dinlenme yeri ol.






Nedenlerimi de yanımda taşımak isteseydim, anı fıçısı olmam gerekmez miydi?







Yeni gürültüler bulanların değil, yeni değerler bulanların çevresinde döner dünya; sessiz döner.






Dünyayı, güvercin ayaklarıyla gelen düşünceler yönetir.






İnsanlar arasında susuzluktan ölmek istemeyen, bütün bardaklardan içmeyi öğrenmelidir; insanlar arasında temiz kalmak isteyen, kirli suyla yıkanmayı dahi bilmelidir.





2 Ocak 2014 Perşembe

Hikayem Paramparça




Kar taneleri birbirine benzemez.






İnsan zamanını durdurmak istediği yere aittir.







"Herkes mutlu olacak diye bir kural yok, biz de mutsuz olalım."
**
Sanki az önce, orada bir yerde, kaybettiği anahtarlığı arar gibi...







Ve hiç yaşanmamış hatıralar var, bence en güzelleri.




.











Yağmur ne demektir, terk ne demektir?






"Gerçeklere tahammül edebilecek gücüm var."




 

Acılarımız da birbirine benziyor artık. Birbirine benzeyen parmaklar gibi ama. Her birinin eşsiz bir izi var.







Sessizce verilen sözlere kim inanmaz?







Ve ben senin için yaratıldım. Herkes sustuğunda seninle konuşmak için buradayım. Hep burada olacağım.







Bir çocuğun, kuş olduğunu düşünmeye hakkı var.







Konuşabilecek gücümüz varsa ağladıklarımız yalan.







"Sanki konuşmuyoruz da sarılıyoruz."







Alakasız yerlerde ıstırap çekmek ıstırabı ikiye katlar.







İnsan her şeye alışıyor.
Bunu uzatmayacağım.