20 Nisan 2013 Cumartesi

Düğümlere üfleyen kadınlar^^

Bir martının kanı yüzüne sıçradığında aklına gelen ilk isimlere güvenmelisin.











Olmuş olan her şey, olmamış olan her şeye yer açmak için unutulacak.












Tamam, biliyorum, dünya biraz pis bir yer. Ama Allah'ı bilirsin, kafayı sevdiği kullarına takar. Sen, Allah'ı epey meşgul eden bir tipsin. Hey! Haydi, neşelen biraz!


 
 
 
 
 
 
 
 
 




Sen de biliyorsun ey gezgin! Gemiye binersin, çünkü gitmekten başka gidilecek yer yoktur.









Geçtiğim yollardan geçmiş, vardığım yere varmış olarak gel. Bir tanrı dağları ve nehirleri yaratmaktan nasıl yılmışsa, sen de öyle asil bir yılgınlıkla gel.  Çünkü ben oradayım. Çünkü böyle geçecek zaman ve öleceğim. Sarsmayan fırtınalar, yıkmayan dalgalar, yakmayan yıldırımlarla geçecek zaman, yabancı, anladım. Gel ve bir mana ver.












Sen şimdiye kadar insanlara inandın. Başının hep belada olmasına şaşmamak gerek.














Bütün erkekler, bütün ihtişamlı hikayelerim onun bıraktığı dev boşluğu doldurmak için küçücük bir çakıl taşıydı. Hayatımın geri kalanı onun boşluğuna yuvarlandı gitti...













Boğulmamak için dedim ki denize açılayım, hiç değilse başka kıyıya vurup kurtulma ihtimali var.












Anladım ki kuşlar ölmek için kimsenin ayak basmadığı adalara uçuyorlar. Bunu, sen gidince anladım. Gömleksiz periler kanlarıyla bu dünyanın ümitlerini lekeleriz diye gözlerini başka dünyalarda yumuyorlar.












İnanmayı kanlı bir matematik hesabı sanan şapşallardık. Affet diye değil, ama anla diye söylüyorum: Biz vurmayı dokunmak, kırmayı sevmek, öfkelenmeyi inanmak sanan çocuklardık. Ne kadar sevilsek tamir olamayız.














Sırrımı nasıl öğrendiğini bilmiyorum ve bilmek de istemiyorum, Söyledim, beni affetmeni değil, bir gün senin için herhangi biri olmayı diliyorum.












Amira, bize kadınları nasıl seveceğimizi anlatan bir kitap lazım. Yoksa hep böyle şapşal ve kavruk kalacağız. Bize kadınların nefesin genişletecek, o nefesin rüzgarına yelken açmayı öğretecek bir kitap lazım. Yoksa biz ne kadar sevilsek tamir olamayız.














Kelimeleri yeniden icat ediyoruz madam. Duyguları yeniden keşfediyoruz.





2 Nisan 2013 Salı

*

Mesela bir barikatta dövüşerek
Mesela kuzey kutbunu keşfe giderken
Mesela denerken damarlarında bir serumu
Ölmek ayıp olur mu?
(N.H.)



Ben kendi küçük dünyamda yaşıyorum. Burası güzel bir yer; bir ara uğrayın! (L.L)